
peki oyunda yapılabilecek neler var? kurumsal
bir şirkette sıkıntı içinde çalışırken deniz kıyısındaki ufak bir kasabada
dedemizden miras kalan çiftlik evine taşınmamızla başlıyor her şey. bize ait
koskoca bir arazi var. burada hem hayvan, hem de ağaç, çiçek, sebze, meyve
yetiştirebiliyoruz. yetiştirilebilecek olan ürünler her mevsim değişiyor doğal
olarak. kimi 5 günde olurken, kimi 13 günde oluyor. buna göre planlama yaparak
kar etmeye çalışıyoruz önce. başlarda küçücük olan evimizi 10.000 altın gibi
çılgın meblağlarla mutfak ekleyerek büyütebiliyoruz, mutfak eklenince yemek
pişirme de açılıyor ve yapılabilecek bir dolu yemek çeşidi var. altın deyince,
para kazanmak özellikle başlarda çok zor ve yavaş bir süreç. 10.000 altına
ulaşıp evimi büyütene kadar zor sabrettim. ürün satmak dışında, balıkçılıkla da
iyi para vurabilirsiniz. balık tutmak için yapılmış olan mini game başlarda
zorlayabilir ama biraz inat edince alışması kolay, başlarda "bu ne biçim
sistem" diye sinir yapıyorken şimdi hiçbir balığı kaçırmıyorum. balıkları
ve sahilde denize vuran mercanları satarak iyi para kazanmaya başlıyorsunuz.
bunun dışında bir de kasabanın madeni var, 100'den fazla katı olan, yaratıklarla
dolu ve aşağılara indikçe değerli taşların çıkmaya başladığı bir maden. her 5
katta bir asansör var, bu şekilde gittikçe aşağı inmeye çalışıyorsunuz. burada
rpg ögeleri işin içine giriyor diyeceğim ama bu ögeler çok cılız ve basit.
yüzük, bot ve silah dışında bir eşya yok. şapkalar var ama onlar kozmetik
sadece. leveling sistemi ise, o gün yaptığınız işlere göre şekilleniyor. mesela
bütün gün balık tuttuysanız bu konuda deneyim kazanıp level atlıyorsunuz ve
daha rahat balık tutmaya başlıyorsunuz. belli bir seviyeye gelince ise bir
seçim yapmanız gerekiyor. mesela farming alanında, hayvancılıktan ya da
ektiğiniz ürünlerden daha çok para kazanmak tarzında seçimler var. crafting
ise, öyle deli gibi eşya çeşitliliği yok bana göre, ama mesela mayonez makinesi,
turşu/reçel makinesi, peynir makinesi, bira/şarap/meyve suyu yapımı için fıçı
gibi aşırı tatlı şeyler var. bunları yapmak için de madenlere inmek
zorundasınız çünkü bakır, demir, altın gibi malzemelerle yapılıyorlar.
bir de sosyalleşme/evlenme/çoluk çocuğa
karışma olayları var. cinsiyet "sınırlaması" yok, gay ilişki seçeneği
mevcut, oh yeah! insanlarla arkadaş olmak için her birinin karakterine göre
hediyeler vermek ya da panoya astıkları görevleri yapmanız gerekiyor. sadece
konuşarak arkadaş olunamıyor yani. kimi çiçek seviyor, kimi yabani meyve, kimi
balık vesaire. kasabada 28 kişi yaşıyor ve her birinin bir işi, rutini var.
kasaba bildiğin yaşıyor yani. dükkanlar sabah 9'da açılıyor, bazı günler kapalı
oluyor(mesela market çarşamba günleri kapalı), akşam 5'te de kapatıyorlar. tam
bir alman disiplini söz konusu, tuttuğum balıkları satmak için koştura koştura
gidip tam 5'te kapısına vardığım balıkçı kapatmış oluyor mesela. artık iyice
orada yaşıyormuşçasına kafayı sıyırdığım için balıkçıya "şunları al öyle
kapat be abi" diyorum ama yok, 5'te kapanacak o dükkan. akşam 6'da bar
açılıyor ve dükkanını kapatan direkt barın yolunu tutuyor. bazıları her akşam
gidip aynı yere oturuyor, bazıları her akşam orada olmuyor. yaşıyor yani resmen
kasaba. siz de orada yaşıyorsunuz bir yerden sonra. herkesi tanımaya
başlıyorsunuz, mesela oyunun başında bir kere tanıştığınız birini bir daha
bulmak zor oluyor çünkü hepsi çeşitli yerlerde takılıyorlar. kasabada sürekli
kayboluyorsunuz ama bir süre sonra hem her yeri avucunuzun içi gibi bilir hale
geliyor hem de insanların isimlerini ezberliyor ve aradığınız zaman şıp diye
buluyorsunuz. tıpkı gerçek hayat gibi işte. evlilik ve çocuk olayını henüz
göremedim, leah ile takılma aşamasındayım henüz, ehih.
bir de festivaller var. her aya özel 2 ayrı
festival oluyor. bütün kasaba toplanıyor ve çeşitli etkinlikler yapılıyor. bu
festivaller de aşırı tatlı olmuş. yaz bitiminde görünen büyülü denizanaları,
yumurta festivali, şehirden insanların geldiği ve ürettiklerinizi
sergilediğiniz, mini oyunlar oynayıp token kazandığınız ayrı bir festival,
kocaman bir çorba kazanına herkesin bir malzeme attığı ve sonunda belediye
başkanının çorbayı tadıp güzel olup olmadığına karar verdiği ayrı bir festival.
bu son festivalde cimrilik yaparak kötü ürünlerimden birini atmıştım çorbaya.
çorbayı tadan adam yemyeşil oldu. muhtemelen benim yüzümdendi, utandım. kötü
ürün demişken, şans faktörü ve çeşitli gübrelerle yıldızlı ürünler
çıkarabiliyorsunuz. yani yetiştirdiğiniz patatesin hepsi aynı olmuyor. yıldızlı
ürünler çok daha iyi fiyata satılıyor, daha iyi hediye oluyorlar vesaire.
- ürünleri sularken tek tek tıklamak yerine
tuşu basılı tutarak sağa sola dönerseniz hem daha çabuk suluyorsunuz hem de
daha az yoruluyorsunuz. en kısa sürede sulama şeysini geliştirin. Geliştirdikçe
bir seferde birden fazla kareyi sulayabiliyorsunuz.
- oyunda en çok kafa karıştıran şey
hayvanların yemi. bunlar hay (saman) yiyor, etraftaki çimlerin kurutulmuş
olanı. bunu kendiniz yapmak için silo(depo) yaptırmanız gerekiyor. depo
yapılınca, orağınızla kestiğiniz çimenler samana dönüşüyor ve envanterinize
değil, otomatik olarak siloya gidiyor, sonra hayvanların binasına aktarılıyor.
binaya girdiğiniz zaman baca gibi olan yerde göreceksiniz samanları. onları
alıp hayvanların yiyeceği yere koymanız gerekiyor. ama özellikle tavuklar çok
fazla ve hızlı yediğinden saman yetişmiyor genelde bunlara. etraftaki çimenler
de bitiyor ve yeniden çıkmaları zaman alıyor. o yüzden oyunun başında benim
gibi etraftaki çimenleri hunharca kesmeyin. silo yapana kadar kalsınlar, silo
yapınca kesin ki samana dönüşsün, hayvanınız olmasa bile orada depolanmış olur
böylece. aksi takdirde, hiç saman ve çimen kalmamışsa, çiftliğinizin
güneyindeki rancher hatundan tanesi 50 altına saman alabilirsiniz. veya
marketten tanesi 100 altına grass starter alıp hayvanların takıldığı yere çimen
ekebilirsiniz. direkt çimen de yiyorlar çünkü, ama 2-3 tane koyarsanız çimenler
yayılmadan yiyip bitiriyorlar. en iyisi en az 10 tane alıp yanyana koymak,
böylece yayılmadan bitmesi pek mümkün olmuyor. ama kış mevsiminde bütün
çimenlerin kuruduğunu aklınızda tutun. depoda yeteri kadar saman birikmezse
kendiniz satın almak zorunda kalıyorsunuz maalesef. bu arada ben hayvanların
dışarı salınabildiğini bilmiyordum, tavuklarım(çilli ve bili bili) sürekli
mutsuzdu(ee şehir insanıyız sonuçta işte). meğer onlar için ufak bir kapı
varmış onu açık tutmak gerekiyormuş. etrafa çit yapıp, içeriye de bol bol çimen
ekerseniz pek mutlu oluyorlar. bir de her gün sevin yavruları.
- kasaba merkezindeki çöp kutularını her gün
yoklayın. değerli şeyler çıkabiliyor.
- sahilde yerde oynaşan kurtçuk gibi şeyler
göreceksiniz. onlar sadece animasyon değil -ben öyle sanmıştım ne bileyim. hoe
ile kazdığınız zaman kütüphanedeki kayıp kitaplardan biri çıkıyor.
- oyunun başlarında bir türlü para
kazanamıyorsanız 300 odun toplayıp sahilin doğusundaki köprüyü onarın. o
tarafta birkaç günde bir mercan birikiyor. onları balıkçıya satarak kolay para
kazanabiliyorsunuz.
- bir an önce mayonez, turşu/reçel ve bal
yapmaya bakın. işlenmiş ürünler ektiklerinizden çok daha iyi para getiriyor.
- sonbahar gelince kasabadan tren geçmeye
başlıyor. duyduğunuz anda tren yoluna giderseniz trenden değerli eşyalar
düşüyor.
- saate, hava durumuna ve mevsime göre
tutabileceğiniz balık türleri değişiyor. sadece geceleri veya sadece yağmurda
veya sadece nehirde tutabileceğiniz farklı balıklar var.
- her sabah mutlaka televizyona bakın. fortune
teller kısmında o gün şanslı olup olmayacağınızı söylüyor. eğer şanslıysanız
madenden değerli taş bulma olasılığınız artıyor. aynı şekilde şanslıysanız
blacksmith'e kırdırdığınız taşlardan da değerli şeyler çıkma olasılığı artıyor.
ve tabii ki pahalı balık yakalama olasılığı da. living the land kısmında da çok
değerli bilgiler veriliyor. "birkaç gün mercanlar kıyıya bol bol
vuracak", "ormanlık alanlarda bilmem ne meyvesi çıktı, hadi git
topla" gibi. hava durumuna da bir sonraki günün yağmurlu olup olmadığını
öğrenmek için mutlaka bakın. yağmurlu günlerde ürünleri sulamakla zaman ve
enerji kaybetmeyeceğiniz için direkt madene inmek rahat oluyor.
- madenin 40. katından sonra hem yaratıklar
zorlaşıyor hem de sıradan bir taşı bile normal kazmayla 3 vuruşta
kırabiliyorsunuz ve enerji çok çabuk düşüyor. 40. kattan sonra ya blacksmith'te
kazmayı geliştirin, ya da yanınıza bol bol enerji veren yemek alın. bu arada
demir (iron) 40. kattan itibaren çıkıyor.
- yeni bir mevsime girdiğinizde en uzun sürede
olgunlaşacak olan en pahalı tohumlardan (kavun, bal kabağı gibi) alabildiğiniz
kadar alın. olgunlaşması uzun sürüyor ama çok iyi paraya gidiyor. bazı tohumlar
ise bir kere ekseniz de hasattan sonra tekrar ekmenize gerek kalmadan yetişmeye
devam ediyor. patlıcan, biber gibi. bunlar ayrıca ucuz ve çabuk yetişiyor. bol
bol ektiğiniz takdirde bunlardan da sık ve düzenli gelir elde ediyorsunuz.
çiçekleri de millete hediye olarak vermek için 3-5 tane ekin derim.
- arı kovanını çiçeklerin (kendi ektikleriniz
değil, etrafta bulunan çiçekler) yanına koyduğunuz zaman farklı ballar çıkıyor.
- balık tutma mini oyunu çok zor geliyorsa,
mouse tuşuna hunharca tıklamak yerine sadece balık hareket ettikçe tıklayın.
balık bu sefer aşağı inmeye başladıysa da tuşa basılı tutarak daha rahat
kontrol edebilirsiniz. birkaç küfürlü denemeden ve daha iyi olan oltayı da
satın aldıktan sonra tamamen alışacaksınız.
evet bahsetmediğim bir şey kaldı mı diye düşünüyorum ama... basit bir
çiftçilik oyunu beklerken bu kadar geniş ve içine çeken bir oyun çıkması beni
şaşırttı açıkçası. en son don't starve'ı bu kadar tutkuyla ve bağlılıkla
oynamıştım sanırım, ki onun yeri zaten apayrı. siz de "şu işten, şehirden
kurtulsam, bir balıkçı kasabasında yaşasam" hayalleri kuranlardansanız -ki
kurmayan var mı bilmiyorum- ahan da oyununu yapmışlar işte. oynarken
"keşke bana da dedemden bir çiftlik evi kalsaymış" demediğim an
olmuyor açıkçası. şimdi biraz da tavsiye vereyim o zaman,
oyunda kısa zaman önce 1.1 güncellemesi eklendi. bu güncellemeyle
gelen başlıca yenilikler şöyle;
- tarlanız için 4 farklı arazi şekli eklendi. bunun için yeni oyuna
başlamanız gerekiyor. diğer yenilikler kayıtlı oyununuza ekleniyor.
- 2 yeni bina eklendi. biri içini
istediğiniz şekilde döşeyebileceğiniz boş bir bina, diğeri de değirmen. değirmenle
buğdaydan un, pancardan da şeker elde ediyorsunuz.
- evinize mahzen ekleyebiliyorsunuz,
burada fıçılarda alkol ve peyniri yıllandırarak fiyatlarını arttırıyorsunuz.
- uyuz shane ve barmaid emily ile
evlenme seçeneği eklendi.
- artık boşanabiliyorsunuz. bunun için
belediye başkanın evindeki formu doldurmanız gerekiyor.
- kahve eklendi. ilkbahar ve yazda
yetiştirilebiliyor. 5 kahve çekirdeğini keg’e koyarak kahve yapabiliyorsunuz.
- “void salman” ve “slimejack” adında
iki yeni balık eklendi.
- baldan “mead” yapabiliyorsunuz(keg’e
koyarak).
- sandıklarınızı birbirinden
ayırabilmek, kategorilendirebilmek için farklı renklere boyayabiliyorsunuz.
oyun steam'de 24 lira. 2018 başlarında ise multiplayer desteği geliyor, böylece arkadaşlarımızla beraber çiftçilik yapabileceğiz :)
2 yorum:
Birader pancar nerede satılıyor biliyor musun? şu tünelden geçmek için gerekiyorda
Otobüsü onar ve patiska çölûnde sandy var orda satılıyor.
Yorum Gönder